İmrahor Camii (Stoudios Manastırı)
İmrahor İlyas Bey Camii veya kısaca İmrahor Camii, İstanbul’da XV. yüzyıl sonlarında Stoudios adıyla bilinen eski bir Bizans kilisesinden dönüştürülen caminin adıdır.
Stoudios Manastırı
Bizans İmparatorluğu’nun en büyük ve önemli manastırlarından olan Stoudios Manastırı Konstantinopolis’in Psamathia (Samatya) bölgesinde bugünkü Koca Mustafa Paşa yakınlarında, Yedikule‘de Altın Kapının yakınlarında, Mese’nin (Divan Yolu) hemen güneyinde yer alıyordu. İmparatorların şehre girdiği Altınkapı’ya yakın olması sebebiyle imparatorların bu kilisede ibadet etmesi önemini arttırmıştır. Tahtı ele geçiren ikon karşıtı V. Leon ve kenti Latinlerden kurtaran VIII. Mihael kente Altınkapı’dan girerek bu kilisede Tanrı’ya şükretmiştir. Vaftizci Vaftizci Yahya’ya (Aziz İoannes’a Prodromos) ithaf edilen manastır, 462 yılında Konstantinopolis’e yerleşen Flavius Stoudios adlı Romalı bir asilzade tarafından kurulmuştur. İlk rahipleri erken Bizans dönemli önemli tarikatlarından Akoimetai (Uykusuzlar[1]) manastırından gelen manastırın 453’te keşfedilen Vaftizci Yahya’nın başını barındırmak için inşa edildiği öne sürülmüştür. Manastırın bilinen ilk başrahibi Athenodoros’tur. Vaftizci Yahya onuruna yapılan Stoudios manastırının 10. yüzyılda azizin kalıntıları getirildikten sonra Hagios Ioannes Prodromos (Vaftizci Yahya) adını alması muhtemeldir. Halen yıkık durumda olmasına rağmen, Stoudios Manastırı ayakta kalan haliyle bile İstanbul’un en eski kilisesidir.
Yapısı
Stoudios, batıda revaklı avlusu ve batıda üç parçaya bölünmüş bir narteks ile doğu ucunda tek bir apsisten oluşan, büyük bir üç koridorlu 5. yüzyıl bazilikasıdır. Neflerin ve narthekslerin üst kısmında merdiven ile çıkılabilen bir de galeri katı bulunmaktadır. Bazilikanın her üç cephesinde birer pencere yer almaktadır. Ana holün yanları yeşil mermerden uçları kenger yaprağı motifli sütunlarla çevriliydi. Muhtemelen 11. yüzyıl Pantokrator Manastırı’nda olduğu gibi hayvan figürleri ve mitolojik sahnelerle süslü opus sectile[2] döşemeye sahipti. Yapının dış kısmında çokgen olan apsisin yarım dairesi içerisinde synthronon adıyla bilinen din görevlilerinin oturması için yapılmış yarım daire biçimli sıraların kalıntıları yer almaktadır. Apsisin altında yer alan haç formundaki kilise bodrumu yer almakta olup, muhtemelen manastırdaki kutsal emanetlerine ev sahipliği yapmaktaydı. 1350 yılında bir Rus seyyah ve Hacı Stephanos, manastırda Vaftizci Yahya’nın kalıntılarını gördüğünü kaydetmişse de öncesinde Latin istilası sırasında Fransa’ya götürüldükleri sanılmaktadır. Geç Bizans döneminde inşa edilen küçük bir şapelin varlığı 20. Yüzyıl başlarında kaydedilmişse de günümüze ulaşmamıştır. Bizans mimarisine uygun olarak avlusunda bir phiale (çeşme) olması muhtemeldir.
Yapının güneydoğusunda muhtemelen 5. yüzyıla tarihlenen bir sarnıç bulunmaktadır. 26.4 metre x 18.6-16.65 metre ölçülerindeki sarnıcın ikizkenar yamuk şeklinde bir planı olup, 39 metre aralıklarla 6 x 4 formunda sıralanmış Korint başlıklı 24 granit sütunu vardı. 1970 yılında bir yangın sarnıcın çoğunu yok etmişse de doğusundaki ayazma durmaktadır.
Önemi
Manastır, ilk olarak İkonoklazm[3] döneminde Konstantinopolis‘in dini ve siyasi yaşamında önemli bir rol oynamış olup, başrahip (hegoumenos) Theodore (759-826) öncülüğünde ikonlara saygılı davranılmasını savunarak ikonoklazm akımına muhalefet etmiştir. İkonoklazm taraftarı V. Constantinus döneminde baskıya rağmen varlığını sürdüren manastırın keşişleri dağılmışsa da 787’de ki 7. Ekümenik Konsil sonrasında keşişler manastıra geri dönmüştür. Kendi arazisi, ekili bahçeleri, üzüm bağları, su değirmenleri, hayvancılık faaliyeti, tekne bağlanan bir iskelesi ve atölyeleri olan manastır pek çok rahibe ev sahipliği yapmaktaydı. Bir kaynakta tarlada, atölyelerde, mutfak ya da yemekhanede çalışmak, balık tutmak ya da hayvancılık yapmak zorunda olan rahip sayısı için 1.000 rakamı verilmişse de bunun abartılı olduğu sanılmaktadır. 9. yüzyılın başlarında ilahi yazma sanatına yoğunlaşan manastır yazıhanesinin de sayesinde entelektüel faaliyet merkezi haline dönüşmüştür. İlginç olan Osmanlı döneminde camii olduktan sonra ünlü hattatların yetiştiği merkez olma konumunu sürdürmesidir.
Theodore manastır yaşamının kuralları, Athos Dağı’ndaki ünlü manastır da dahil olmak üzere çeşitli manastırların organizasyonu için örnek alınan bir model olmuştur. 9. yüzyılın siyasi mücadelelerinde Stoudios hem imparatora hem de patriğe karşı bağımsız bir tutum sürdürürken, 1028’de komutan Nikephoros Xiphios ve 1030’da Konstantinos Diogenes gibi başarısız isyancılar ile V. Michael Kalaphates, 1059’da I. Isaac Komnenos ve VII. Michael Doukas gibi görevden alınan imparatorlar ve 1041’de İmparatoriçe Zoe buraya hapsedilmiştir. Komnenoslar döneminde siyasi önemi azalan manastır, 1204-1261 arasında Konstantinopolis’in Latin işgaline uğradığı dönemde bakımsız kaldığından harap duruma düşmüşse de 1293 yılında İmparator II. Adronikos Palaiologos’un kardeşi Konstantinos Palaiologos tarafından restore edilmesinden sonra 14. yüzyılda önemini korumuştur. Âşıkpaşazâde tarihinde, Yıldırım Bayezid’in en küçük oğlu Kasım Çelebi’nin ağabeyi Süleyman Çelebi tarafından Bizans’a rehin bırakıldığını, Bizans tarihçisi Doukas ise adını vermeden 1417 veba salgınında ölmeden önce Hıristiyanlığı kabul eden bir Türk şehzadesinin bu manastırdaki kilisenin yanına gömüldüğünü kaydetmiştir. Bir söylenceye göre I. Isaac Komnenos ve eşi buraya gömülmüşlerdir.
İmrahor İlyas Bey Camii
İmrahor[4] veya mîrâhur, Osmanlı döneminde padişahın atlarına bakmakla görevli olan saray görevlisine verilen unvandır. II. Bayezid’in mîrâhuru İlyas Bey, Arnavut asıllı olup, Arnavutluk’un güneydoğusunda bulunan Korçë kasabasının 7 km. kuzeyindeki Boboshtica köyündendi ki bu köy padişah tarafından ona bağışlanmış o da köyünde cami, imaret, medrese, sıbyan mektebi, türbe ve hamamdan oluşan bir külliye de yaptırmıştı. 1453’de Fetih sırasındaki durumu bilinmeyen manastırdaki keşişler sürgün edilmiş, Manastır ve kilise yapısı, Topkapı Sarayı’nın inşası boyunca taş ocağı olarak kullanılmıştır. II. Bayezid döneminde (1481-1512) İmrahor İlyas Bey tarafından camiye dönüştürülmüştür. Hüseyin Ayvansarâyî’nin bildirdiğine göre Tatar mirzalarından Devlet Han, İmrahor İlyas Bey Camii’nde bir zâviye[5] kurmuştu. 1766 depremini nasıl atlattığı bilinmeyen camii, 23 Ağustos 1782 yangınında zarar görmüştür. 1804 ve 1821’de onarım gören cami 1894 depreminde de zarar görmüş, üstündeki ahşap çatı çürüyerek 1908 kışındaki ağır kar yağışına dayanamayarak çökmüştür. Camii o günden sonra tamir veya onarım görmemiştir. 1907-09 arasında Rus Arkeoloji Enstitüsü yapıyı araştırdığında opus sectile döşemesi, güney koridordaki ve sağ nefin altındaki bodrum katında bazı Bizans mezarlarını ortaya çıkarmıştır ki bunlar günümüzde İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde sergilenmektedir.
Fotoğraf Galerisi (Nicholas V. Artamonoff, Aralık 1936)
Kaynakça
A. van Millingen – R. Traquaire, Byzantine Churches of Constantinople, London 1912, s. 35-61.
Cyril Mango. Bizans Mimarisi. Çev. Mine Kadiroğlu. İstanbul: Kişisel Yayınlar, 2006
Eyice, Semavi. ‘’İstanbul’un En Eski Bizans Kilisesi İmrahor İlyas Bey Camii.’’ İlgi. İstanbul: 1982
Eyice, Semavi. ‘’İmrahor İlyas Bey Camii.’’ Türk Diyanet Vakfı Yayınları İslam Ansiklopedisi. 3: 228-231 Ankara: TDV Yayınları, 2000.
K. Kreiser, “Imrahor Câmi’i: Die Finanzen einer Istanbuler Moschee-Stiftung zwischen 1546 und 1706”, Istanbuler Mitteilungen, sy. 39, Tübingen 1987, s. 321-327.
Köse, Fatih. ‘’İmrahor İlyas Bey Camii ve Osmanlı Döneminde Geçirdiği Tamirler,’’ Restorasyon Yıllığı Dergisi, 2012, 31
Mango, Cyril. Bizans Mimarisi. Çevirmen Mine Kadiroğlu. İstanbul: Kişisel Yayınlar, 2001
Nathalie Clayer, “Une etude encours sur un tekke Stambouliote: Le tekke d’Imrahor”, Observatoire urban d’Istanbul, sy. 5, İstanbul 1993, s. 30-31
Ogan, Aziz. ‘’İstanbul Kiliseleri ve Mozaikleri.’’ Güzel Sanatlar Dergisi. İstanbul: 1944
Pekak, M.Sacit. ‘’İstanbul Studios Manastırı Hagios Ioannes Prodromos Kilisesi.’’ Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Dergisi. İzmir: 2000
Pekak, Sacit. Studios Manastırı / Hagios Ioannes Prodromos Kilisesi / İmrahor İlyas Bey Camii. Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sanat Tarihi Anabilim dalı Doktora tezi. 2000
R.Janin, La géographie écclésiastique de l’empire byzantin, Constantinople: Les églis es et les monastères, Paris 1969, s. 430-440
W. Müller-Wiener, Bildlexikon zur Topographie Istanbuls, Tübingen 1977, s. 147-152.
Notlar
[1] Keşişler gece gündüz vardiyalı şekilde ayinlerine devam ettikleri için uykusuz adını almışlardı
[2] Opus sectile, Antik Roma ve Bizans dönemlerinde kullanılan, çeşitli geometrik biçim ve boyutlarda kesilmiş renkli kayaçların yan yana getirilmesiyle oluşturulan bir tür döşeme mozaiğidir.
[3] İkonoklazm, bir kültürün kendi dini ikona ve diğer sembollerine ya da anıtlarına dini ya da politik güdülerle planlı saldırısıdır.
[4] İmrahor kelimesinin aslı mîrâhur, Farsça mіr “bey, emîr” ve āḫūr ‘ahır’ kelimelerinin birleşiminden oluşmaktaydı.
[5] Zaviyeler, tekkeler gibi tarikat etkinliklerinin yürütüldüğü, daha çok kırsal alanlarda kurulan ve farklı işlevleri olan yapılardır. Zaviyeler de özelliklerine göre tarikat zaviyeleri, Ahi zaviyeleri ve zaviyeli camiler olarak üçe ayrılır.